Tarihçe

PODİMA MOZAİK SANATI TARİHÇESİ

 

Ülkemizde bilinen adıyla "Podima" yer döşemesi kimi kaynaklarda "koine" veya "krokalia" kimi kaynaklarda da Rodos taşı diye isimlendirilmektedir.
 

Podima, yürüme yolu anlamı taşımaktadır. İstanbul' un Çatalca ilçesi Karacaköy bucağına bağlı Yalıköy, eski adıyla Podima köyü sahil kesiminde geçmişte bu tür çakıl taşları bulunduğunu biliyoruz. Bu tip döşemenin Akdeniz Ülkeleri ile Ege'de yaygın olarak kullanıldığını görmekteyiz. Bu havzaların iklimsel özelliklerinden dolayı, avlu ve bahçelerde konutun bir parçası olarak düşünülmüştür. Kullanıma açık tüm alanlar siyah-beyaz; kimi bölgelerde de farklı renklerde çakıl taşlarıyla bazen düz, bazen de geometriksel veya bitkisel motifler yapılarak döşenmiştir. M.Ö. 3000 yılı başlarında Persepolis Sarayı platformundaki desenli çakıl döşeme; mozaik sanatının ilk örneği olarak kabul edilir. Daha sonra sırasıyla Gordion, Assos, Teos, Erytrai, Tarsus ve Bergama’da bu sanata rastlanmaktadır. Podima sanatı’nın eski dönemlere ait en güzel örneklerinden biri kuzey Yunanistan’daki Olynthos’ta yapılan kazılarda ortaya çıkarılmış olup, MÖ.5.Yüzyıl tarihlidir. MÖ.4.Yüzyılda Makedonya / Pella’da renkli çakıllarla yapılmış, Dionysus’un aslan avını tasvir eden podima yer döşemesi günümüze kadar korunmuş en iyi örnektir.
 

Podima; uygulandığı yöredeki malzeme çeşitliliğine göre değişik renk ve formlarda özellikle 18.yüzyıl başlarından itibaren bitkisel ve geometrik desenlerle Akdeniz mimarisinin vazgeçilmez unsurlarından biri olarak değerinden hiçbir şey kaybetmeksizin günümüze kadar gelebilmiş bir el sanatıdır. Podima sanatında kullanılan taşların tamamı doğal form ve renklerde olup, geçen 5000 yılda olduğu gibi tek tek elle toplanıp tek tek elle dizilmektedir.